18 Kasım 2010 Perşembe

HAK KAYBEDİLEN YERDE ARANIR.

HAK KAYBEDİLEN YERDE ARANIR.
Hürken her ne sebeptense köle olan bir adamı sahibi, köle pazarında satışa çıkarır. Köle pazarlayan, hem kölenin satışını ilan etmekte, hem de köleyi insafsızca dövmektedir. Olayı seyredenler arasında sakat bir adam vardır. Tarlasında çalışacak birkaç işçi aramak için amele pazarına gideken, durup olayı seyretmeye başlar. Kölenin haline acıyan adam, „İşçiye ihtiyacım var, ben bunu alırsam gerçi işim tam görülmez, ama zavallıyı kurtarmış olurum. Böylece Hz. Muhammed’in sünnetini de yerine getiririm“ der ve cebindeki parayı son kuruşuna kadar vererek köleyi satın alır.
Köle arkada, adam önde adamın köyüne doğru yola koyulurlar. Hürriyetin ne olduğunu bildiği için, en uygun fısatta kaçarak hürriyetine kavuşmaya kendi kendine söz veren adam, viranelik bir yerden geçerken kaçıp viraneler arasında kaybolur. Sahibi sakat olduğu için arkasından koşamaz baka kalır. Köle artık kimsenin kendisini takip edemeyeceğine inandığı bir yere gelene kadar durmadan koşar. Sonra bir ağacın altına uzanır. Bu kadar kolay kaçmasına için için sevinir. „Hürriyet insanın en büyük hakkıdır.“ böyle yapmakla en doğrusunu yaptım. Şansımdan beni alan sakat biri olduğu için, kaçmam kolay oldu“ der. Yoluna devam etmek için gece olmasını bekler. Ama içinden bir ses, „Ama adam sana ne demişti? Seni kurtarmak uğruna tarlasını hasad etmek için işçi tutmaya ayırdığı tüm parayı senin için verdiğini söylememiş miydi? Şimdi hasadını yapamayacak, böylece hem kendi hem de karısı ve çocukları perişan olacaklar.“ der. „Evet hürriyet senin hakkın ama, sen hakkın olan şeyi hakkını gaspedenden değilde, suçsuz birinden çıkarmaya çalışıyorsun. Böylece de sen de hak almaya çalışırken başka bir haksızlığa çanak tutuyorsun” diye düşünmeyi sürdürür. Sonra yerinden kalkar süklüm püklüm geri döner. Sahibi sakat adam, bıraktığı yerde bir taşa oturmuş kendini beklemektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder